Rodos, Ege Denizi’nin güneydoğusundaki büyüleyici bir adadır ve binlerce yıl öncesine uzanan bir tarihe sahip büyüleyici bir destinasyondur. Bu güneşte yıkanmış Yunan adası, zengin ve çeşitli mirasıyla ünlüdür. Kalbinde Rodos’un UNESCO Dünya Mirası alanı olan Eski Şehri bulunur; burada antik ve ortaçağ tarihini mükemmel bir şekilde birleştiren dikkat çekici bir atmosfer bulacaksınız.

Adanın tarihi, antik çağlara kadar uzanmaktadır ve Ege medeniyetinin önemli bir merkeziydi. Rodos, Antik Dünya’nın Yedi Harikasından biri olan Rodos Heykeli’ne ev sahipliği yapmıştır; heykel, adanın limanının girişinde durmaktaydı. Rodos aynı zamanda Helenistik kültür ve ticaret için önemli bir merkezdi.

Ortaçağ döneminde, St. John Şövalyeleri, Rodos’ta etkileyici surlar ve bugün hala Eski Şehir’i süsleyen görkemli yapılar inşa ederek adada sağlam bir kale kurdu. Bu şövalyeler, genellikle Rodos Şövalyeleri olarak adlandırılan, adanın mimarisine ve kültürüne kalıcı bir iz bıraktılar.

Yüzyıllar boyunca, Rodos çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kaldı, bunlar arasında adayı uzun süre yöneten Osmanlı İmparatorluğu da bulunmaktadır. Bu çeşitli tarih, adanın mimarisine, mutfağına ve geleneklerine yansımıştır.

Bugün, Rodos’a gelen ziyaretçiler Eski Şehir’in dar, çakıl taşlı sokaklarında gezinebilir, tarihi yerleri, çekici dükkanları ve keyifli kafeleri keşfedebilirler. Eski Şehir’in ötesinde, adada etkileyici plajlar, berrak sular ve güneş tutkunları ile su sporlarına meraklılar için bir cennet sunulmaktadır.

Rodos ayrıca canlı bir kültür sahnesine sahiptir; festivaller, sanat sergileri ve tarihini ve çağdaş kimliğini kutlayan müzik etkinlikleri ile doludur. Adanın Akdeniz iklimi, ziyaretçilerin yıl boyunca güzelliğinin tadını çıkarmasını sağlar.

Rodos’ta tarih, doğal güzellik ve modern gün zevkleri mükemmel bir uyum içinde bir araya gelir, adanın kalıcı mirasını onurlandıran büyüleyici ve unutulmaz bir deneyim sunar. Tarih meraklısı, Yunan mutfağının hayranı veya sadece resim-perdah bir kaçış arayışında olan herkes için Rodos’un sunacak bir şeyi vardır.

İtalyan işgali sırasında (1912-1947), dönemin Faşist ihtişamını yüceltmek amacıyla inşa edilen diğer eserlerle birlikte, “MÜZİK KUBBESİ” adında güzel bir mekan inşa edildi.

Bu muazzam alanda, 2010 yılından bu yana Abrazo del Tango grubu, sıcak yaz akşamlarında Open Air Milonga Porteña Open Air Milonga Porteña etkinliklerini düzenlemektedir.